MADBursa-UMAST ortak faaliyeti (15 Aralık 2013)
Hafta içinde, Avdancık köyünden, Ömer Zeybel aracılığı ile, köydeki mağaranın, taş ocağı tarafından yok edileceği ve koruma için yardım istendiği bilgisi, başkanımız Attila Ülgen’e ulaştı. Avdancık mağarası, 1997 yılında MTA tarafından araştırılmış ve haritalanmıştı. Mağarayı tanımak ve koruma için yapabileceğimiz yardım konusunu değerlendirmek için hemen etkinlik yapmaya karar verdik.
Onbeş aralık pazar günü, üçü UMAST üyelerinden oluşan, yedi kişilik ekibimiz ve rehberimiz Ömer Zeybel ile birlikte, saat 10 da Avdancık köyündeydik. Avdancık, Bursa Osmangazi ilçesine bağlı merkez köylerden. Bursa’ya olan yakınlığı nedeniyle, ulaşım da oldukça kolay.
Köy kahvesindeki çay molasından sonra, yanımıza emekli köy bekçisi Mustafa Ercan’ı da alarak mağaraya doğru yola çıkıyoruz. Aslında oldukça şaşkınım. Nedeni ne olursa olsun, başta köy muhtarı Salih Aksu olmak üzere köy sakinleri, hem taş ocaklarına, hem de hazineciliğe karşı oldukça duyarlı ve olaylara müdahil. Mağaranın bulunduğu tepenin üstünde kale, kilise ya da gözlem kulesi-kalesi diye düşündüğümüz bir tarihi yıkıntı var. Burada kaçak kazı yapanlar jandarmaya yakalatılmış. Faaliyetin sonunda, yeni haritaladığımız “Çadırlı Mağara” adı verilen mağaraya yakın mermer ocağı, mahkeme ile iki yıl durdurulmuş, çalışma yeniden başlatılsa da mağara bölgesi koruma altına alınabilmiş. Köy sakinleri, Avdancık mağarasını tehdit eden taş ocağının çalışmasını da durdurmak istiyorlar. Ömrü hayatımda böyle bir köy ve sakinlerini tanımadım desem yalan olmaz.
Aracımızı İnbayırı tepesinin üstünde, tarihi yıkıntının yakınında bırakıp tepenin arka yamacındaki mağaraya doğru yürüyüşe geçiyoruz. Yolda, Mustafa Ercan’ın, papaz, hazineci gibi adamlarla yaşadığı komik maceralarını dinliyoruz. Arada, imkansız görünen hikayelerle şakalanıyoruz. “ Bursa, tophanede keçi kaybetmiş” falan gibi… Belli ki bu yaşlı çoban, eğitim şansı elde edememiş, zeki bir abimiz .
Mağaradaki çalışmamız kısa sürüyor. Avdancık mağarası; girişteki geniş alan dışında, bir biri ile bağlantılı iki küçük galeri ve bir başka galeriden oluşan küçük sevimli bir mağaracık. Çalışmayı tamamladıktan sonra, dönüşte farklı bir yol izleyip, taş ocağını yakından görüp, fotoğraflıyoruz. Orman içinde yaptığımız kısa yürüyüşle, mağaranın bulunduğu tepenin çevresinden dolaşarak aracımıza ulaşıyoruz.
Öğle saatine, köy kahvesinde peynir ekmek hazır yemek yaparken, ikinci bir mağaranın varlığından haberdar oluyoruz. Bu mağara kayıtlarda yok ve daha önce haritalanmamış. İşte kısa günün kazancı olabilecek bir haber. Yüzler gülüyor. Bu sefer Mustafa Ercan bizimle gelmiyor, koyunları besleyeceğim bahanesi yapıyor. Ama mağarayı kurtarırsak, kuzu çevirme sözünü alıyoruz.
Çadırlı mağara, Avdancık köyü, soğanlı pınar mevkinde. Mağarayı uzaktan görüyoruz. Aracımız yol kenarında bırakıp, önce patika sonra da sık ağaçlık alandan yürüyerek, mağaraya ulaşmaya çalışıyoruz. Yol göründüğünden uzak.
Saat 16 da mağaranın ağızındayız. Hava karamak üzere. Hızlı bir şekilde çalışıyoruz. Mağaradaki haritalama, yaklaşık bir saatte tamamlanıyor. Mağara, tavanı yüksek bir galeriden ve sonundan dar bir odacıktan oluşuyor. Ekibin tamamı mağaradan çıkmadan, bir kısmımız dönüş yoluna başlıyor. Dönüşte, araca ulaştığımız yol daha da uzun geliyor. Karanlıkta, sık ağaç ve çalılardan oluşan ormancık içine batıp kayboluyoruz. Bir ara telefon çalıyor, arayan Yasemin, soruyor, “neredesin?” Terden ve batan çalılardan bunalmış olarak “Balta girmemiş ormanla mücadeledeyim” şeklinde yanıtlıyorum. Nerede Aladağlar ? Bursa’da en küçük mağara için bile, en zor şey, yürüyerek mağaraya, ulaşmak.
Aracımıza binip, çamurlu toprak yoldan tırmanmaya başlıyoruz. Ömer abi, daha önce taksi kullanmış. Biraz tedirgin oluyor. Arada “vereyim mi? Kullanmak istermisin ?” şeklinde takılıyorum. Ama aracımız çok başarılı. Tüm ekibi, tamamen çamurdan oluşan dik yolda, güvenle köye ulaştırıyor.
Köy kahvesinde çay molası ve sohbetten sonra, Ömer abiyi de alarak Bursa’ya dönüyoruz. Hakikaten yol kısa. UMAST ekibi kendini, Karamustafa Paşa hamamına, ben de aracı oto yıkamaya atıyorum. Saat 19:45 de faaliyet sonlanıyor.
Faaliyet sonrası, mağara ile bilgileri derleyerek, Çevre Bakanlığı Mağara Koruma Biriminden, Selim Erdoğan’la paylaştık. Kendisinden mağaranın korunacağı ve ilgili yerlere kazı çalışmasının durdurulması için yazışmaların başlandığı bilgisi geldi. Top, Selim’de. Bu mağarayı koruyabilirsek, 1991 de Tokat Ballıca mağarası ile başlayıp, her seferinde bir şekilde başarısız olduğumuz, mağara koruma çabalarımızda, şeytanın bacağını kırmış olacağız. Ve bu başarı, aslında, yıllardır konu ile ilgili uzun süredir mücadele eden, Selim Erdoğan ve arkadaşlarının olacaktır.
UMAST ile ortak faaliyetimizde, mağara koruma çabamızın yanı sıra yeni bir mağarayı da haritalamış olduk. Güzel bir gün oldu.
Emrah Sınmaz
Fotoğraf Galerisi