SPELEOLOJİ (Mağaralar İlmi)
Speleoji veya mağaracılık, insanların çok geç rağbet ettikleri bir ilim ve spor branşıdır. En kısa şu şekilde tarif edilebilir: Mağaraların, uçurumların, yarık ve boşlukların, yeraltı ırmaklarının araştırılmasıyla, geniş manada yerin dibi ile meşgul olan ilim ve spor’a "Speleoloji” diyebiliriz. Birçok müellifler, speleoloji’den, "Tersine alpinizm” diye bahsetmişlerdir. Speleoloji, ilim ve spor’un birbiri ile çok kaynaştığı bir branştır. Mağaraların ilmi ve sistematik bir tetkike tabi tutulması 19. Asrın sonlarında başlar. Speleoloji’nin (Mağaralar ilmi’nin) bir ilim ve spor branşı olarak büyük gelişmesi ise, ikinci dünya harbini takip eden yıllarda, yani 1945 senesinden itibaren vuku bulmuş veya bulmaktadır. Bu yeni ilim ve spor branşı, Türkiyemizde henüz bekaretini muhafaza etmekte ve memleketimiz münevverlerinin büyük ekseriyetince meçhul bulunmaktadır. Speleoloji Avrupa memleketlerinde, cazip birkaç muvaffak olmuş yeraltı seferi ile aktüaliteye ve büyük halk kitlelerine intikal etmiş ve son yılların favori sporu haline gelmiştir. Mağara araştırmalarına bugün bilhassa Fransa’da çok rağbet edilmektedir. Adedi yüzleri bulan Speleoloji klübü ve birkaç bini mütecaviz faal azalarıyla, bu memleket, Speleoloji sahasında en ön safı işgal etmektedir. Birçok kimseler Speleoji’yi, süslü ve güzel manzaralı mağaraları keşfetmek ve yalnız turistik maksatlarla bunlardan istifade etmek veya gençliğin sportif kabiliyetlerini denedikleri meraklı bir saha zannederler. Bunlar mağaracılığın ikinci derecede kalan hedefleridir. Büyük sualtı şebekelerinin tanınması ve yeraltı nehirlerinin araştırılarak (Büyük mağaraların hemen hepsinin dibinde bir yeraltı ırmağı bulunur.) bunlardan şehir ve kasabalara içme suyu, sulama suyu ve hidroelektirik bakımdan istifade imkanlarının tesbiti, Speleoloji’nin esas gayelerindendir. Pratik gayelerden uzak, sırf mağaraların ilmi hüviyeti ile meşgul olan ilim adamlarının yekünü de bir hayli kabarıktır. Esasen, büyük mağara araştırıcılarının her biri, mağaralar ilminin bir cephesiyle, Fiziki Coğrafya, Hidroloji, Jeoloji, Mineraloji, Fizik, Kimya, Etnoloji, Arkeoloji, Antropoloji ve Biyolojisi ile ilgilenirler.
SPELEOLOG(Mağara Araştırıcısı)
Speleoloji (Mağara ilmi) ile uğraşan araştırıcılara, mağaraları keşfedenlere, "SPELEOLOG” denir. Alpinizm’in veya iple dağa tırmanmanın en tehlikeli spor olduğu herkesin malumudur. Bu sporların aydınlıkta ve gün ışığında yapıldığı, Speleolog’un ise aynı hareketleri zifiri karanlıkta yaptığı düşünülürse zorluk ve tehlike nisbetinin ne şekilde artacağı kolayca anlaşılır. Ayrıca, şakuli inişlere ekseriya mağara içindeki şelalelerin buz gibi suları refakat eder. Speleolog yapışkan kil üzerinde sürünür, dibi görünmeyen uçurumları fethetmeye kalkar. Bunları yaparken tabiatın türlü tuzakları kendisini gözler. En ufak bir ihtiyatsızlık araştırıcıya hayatını kaybettirir. Demek ki Speleoloji bir bakıma da hususi kabiliyetler isteyen çok güç ve tehlikeli bir spordur. Speleoloji’yi sadece spor olarak yapanlar vardır. Macera ve tehlikeye susayan kimseler, yeraltı dünyasında mevcut tabiat güzelliklerini temaşa etmek isteyenler veya yeni şeyler keşfetmek arzusunda olanlar, rekor kırmak isteyenler, (derinlik, uzunluk veya yeraltında en fazla kalmak gibi) bu kategoriye dahildir. Bir de, mağaracılığın ilmi cephesiyle ilgilenenler, bu meyanda, fiziki coğrafya, etnoloji, jeoloji, hidroloji ve hidrojeoloji, antropoloji, biyoloji, fizik ve kimya alimleri mevcuttur. Büyük yeraltı araştırmaları ve seferleri, bu ikinci sınıfa dahil fen adamları tarafından yapılmış veya yapılmaktadır. Speleolog’ların sportif kabiliyeti ve lüzumlu ilmi bilgileri yanında, hususi bir takım teçhizatla da mücehhez olmaları zaruridir. Son birkaç seneden beri mağara içerisindeki göl ve sifonlara dalışlar çoğalmıştır. Hususi dalma cihazlarıyla balık adamlar, bu sahaya da el atmışlardır. Mühimce bir yer altı seferi veya büyük bir mağaranın tetkiki kalabalık bir gurup tarafından yapılır. 1955 senesinde, Fransa’da dünyanın en derin uçurumu olan "Berger” mağarasına yapılan sefere 33 mağaracı katılmış ve hedefe varmak için mağara içerisinde günlerce kamplar kurmak icap etmiştir.
Yazan:
Dr. Jeolog Temuçin Aygen
Mağaralar ve Yeraltı Irmakları (Speleoloji)
DSİ Umum Müdürlüğü Yayınları Yayın No:88 Ankara 1959 Sayfa 9-11
Mağaracılık, öncelikle, mağaraların araştırılması ve haritalanması amacıyla yapılan bir doğa sporudur. Tüm doğa sporlarında olması gerektiği gibi, amaç doğayla yarışmak değil, doğayla uyumlu bir yaşam ve spor pratiğinin sağlanmasıdır.
Mağara ortamının bilimsel açıdan incelenmesi ile ilgilenen bilim dalı "speleoloji” (mağarabilim), bu amaçla mağara araştırmaları yapanlar ise "speleolog” (mağarabilimci) olarak adlandırılmaktadır. Sportif amaçlarla mağara araştırmaları yapanlara "caver” yada "spelunker" (mağaracı), bu spor dalına ise "caving” (mağaracılık) denmektedir.
Mağaralar, yapılarına göre, yatay, dikey ve sualtı mağaraları olmak üzere üç şekilde sınıflandırılabilir. Yatay mağaraları araştırmak için "Temel Mağaracılık Eğitimi” almış olmak, uygun kıyafetlere ve bir ışık kaynağına sahip olmak yeterlidir. Dikey mağaraları araştırmak için ise, bunlara ek olarak "Tek İp Tekniği” (SRT- Single Rope Techniques) eğitimi almak ve özel ipler ve teknik malzemelere sahip olmak gerekmektedir. Sulatı mağaralarında yapılacak araştırmalar, ileri dalış ve teknik bilgi gerektirmektedir. Mağara dalgıçlığı, tüplü dalışların ve mağara sporunun en ileri alt dalarından biridir.
Mağaracılık, organize bir ekip çalışmasını ve yeterli eğitimi gerektirir. Bazı doğa sporlarında olduğu gibi "solo” -tek başına mağaracılık- düşünülemez. Mağaracılığın diğer doğa sporlarından belki de en büyük farkı gün ışığından uzak, çoğunlukla karanlık ve ıslak bir ortamda yapılmasıdır. Bu yüzden son derece dikkat ve konsantrasyon gerektiren bir doğa sporudur.
Sportif mağaracılık, araştırmacı ve bilimsel gelişmeye hizmet eden yanı ile, coğrafya, jeoloji, hidrojeoloji, biyoloji, arkeoloji ve antropoloji gibi birçok bilim dalı ile yakın ilişkidedir ve bunlara veri sağlar. Bu anlamda Mağarabilim (Speleoloji) başlı başına bir bilim dalıdır.
Mağaracılık, bir takım sporu olması ve mekanın da mağaralar olması sebebiyle, kaçınılmaz olarak mağaraların doğal ortamına etki eden bir uğraştır. Bu etkinin en az seviyede olması bilinçli mağaracılar sayesinde olacaktır. Mağaracılığın, dünya tarafından kabul gören temel ilkesi şudur:
* Zamandan başka bir şey öldürme!
* Ayak izinden başka bir şey bırakma!
* Fotoğraftan başka bir şey çıkarma!
« Ekim 2024 » | ||||||
---|---|---|---|---|---|---|
Pt | Sa | Ça | Pr | Cu | Ct | Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | |
7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 |
14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 |
28 | 29 | 30 | 31 |