Kayıt
0
495
3-12-2022, 20:58

"OBRUK MAĞARASI" ARAŞTIRMA FAALİYETİ

3 Aralık 2022 Cumartesi günü Emrah Sınmaz, Hüseyin Soylar, Murat Soğucak ve Deniz Soğucak , Yenal Yazıcıoğlu, Talha Bıyık ve Defne Bıyık ile Görükle’deki dernek evimizde, saat 08:00 da toplandık. Emrah Sınmaz’ın yeni aldığı Transporter aracına (hayırlı olsun) çantalarımızı yükleyip Gönen’e doğru yola çıktık. 


Yolda Kahvaltıyı nerde yapsak diye düşünüp ara ara gördüğümüz fırın ve benzinliklerde durup hiçbir şey yemeyerek yola devam ettik. En sonunda kahvaltı faslını Gönen’de hallederiz diyerek mola vermeden hafif çiseleyen yağmur altında yolumuza devam ettik.

Ben ve Yenal “yağmur yağsın mağara yerine gidip kaplıcaların tadını çıkaralım…” kafasındaydık. Yağmurun yağması bizi mutlu ediyor, bulutların süzülüşü yüzümüzde gülücükler oluşturuyordu.


Gönen’e vardığımızda bize eşlik edecek ekiple bir kafede buluştuk. Rehber ekibimiz, Emekli Deniz Subayı Mete Dinç ve Ümit Selvi hanımla tanışıp faaliyet hakkında bilgi alışverişinde bulunduk. Gideceğimiz mağara Mete Dinç hocamızın oluşturduğu Artemea yolu üzerinde, yaklaşık 6-7 km bir yürüme mesafesindeydi. Kara düşünceler içinde, kafedeki kötü kahvaltılarımızı (soğuk kıymalı börek) yaptıktan sonra Mete Bey ve Ümit hanımın eşliğinde Alacaoluk köyüne doğru yola çıktık. 


Güzel bir sonbahar manzarası eşliğinde ağaçların arasında, çiseleyen yağmur ve yoğun sis içinde saat 11:30 da köye vardık. Üzerimize hava için gerekli olan elbiselerimizi ve botlarımızı giyip, “acaba gelmese miydim, sıcak evde otururdum ne güzel” düşünceleriyle mağaraya doğru yola çıktık. Sırtımızda ikişer çanta, çamurlu yollar ve soğuk hava bize eşlik ediyordu. Defne ve Deniz genç mağaracılarımız ile (hiç mağaracı olmaya niyetleri yok) bata çıka çamurlu yollarda ilerlerken bizden iyi performans sergilediklerini gördük. Mete hocamızın yürüyüş rotasında ağaç-kaya üzerine işaretlediği yolun yarısını bitirip, kısa bir çay-bisküvi atıştırması için 15dk mola verdik. Talha Bıyık bit pazarından aldığını kamp ocağını her durduğumuza överek çıkardı. Taze Başkanımız Murat Soğucak ise sürekli “iyi ki kendime ayırmış, stoklamışım…” dediği markalı pantoları ve elbiseleri ile gözümüzü büyülüyordu. Halbuki Emrah Sınmaz’a aynı kalitede pantolon vermemiş, askılı olması gereken pantolon sürekli düşüp Emrah Sınmaz’ı yavaşlatmıştır. (Moderatör notu: dış yağmurluk pantolonda lastik eskimesi)


İhtiyaçlarımızı da gördükten sonra yokuş yukarı, “bunun bir de dönüşü var” düşünceleri ile tekrar yola çıktık. Yaklaşık bir saat daha yürüdükten sonra, geniş bir yaylanın dağa yakın kısmındaki mağaraya vardık. O kadar yorulduktan sonra bir de mağaraya mı gireceğiz düşüncesindeydim. Mağara “Obruk Mağarası” adı ile biliniyor. Girişte iki metrelik bir iniş ve sonrasına yatay devam eden bir mağaraya benziyordu. İniş çok basit gibi görünüyor ve köprü vazifesi gören küçük bir kütük bulunuyordu. Niyetim hiç SRT işine girmeden bodoslamasına inmekti.


Yapılan uyarıları göz önünde bulundurarak ben ve Talha Bıyık gerekli Srt ekipmanlarını ve tulumlarımızı giydik. Yenal Yazıcıoğlu ise yalandan tulum giymeye çalışıp ağırdan hareket ediyordu. Girmeye niyeti hiç olmayıp akşamki kaplıcaları düşünmekteydi. 

Aylardır mağara yüzü görmeyen ben, önden iki metrelik inişe geçip her zamanki gibi ah vah eşliğinde inişi tamamladım. Talha bıyık da gelince beraber yatay devam eden mağarayı keşfe çıktık. Kırk beş derece eğimle 60 metre ilerledikten sonra mağaranın devam etmediğini saptadık. Dereden akan suyun bir kısmının mağara tabanında biriktiğini, bir kısmının mağara sonundaki sifona batarak kaybolduğunu gördük. Yarasa görülmedi. “Bu kadar küçük mağara için bu kadar yol mu gelinir?” diye söylenerek çıkışa geçtik. ( Moderatör notu: Evet gelinir.)


İki metrelik mağara ağzından çıktıktan sonra Talha Bıyık koşarak ateş yakmaya gitmişti. Bizde haritalandırmayı kim yapacak diye Yenal ile tartışıyorduk. Yenal’da “ben yapamam” deyip ateş başına gidince iş başa düştü.  Talha Bıyık ile haritalama tamamlayıp ateş başına geldik.

Ekmek arası atıştırmalıklarımızı yiyip, ateş başında ısındıktan sonra saat 16:10 gibi dönüş yoluna başladık. Emrah Sınmaz sürekli düşen pantolonunu birkaç srt malzemesiyle sağlamlaştırıp derin bir nefes almamızı sağlamıştı. Zorlu bir dönüş yolculuğu bizi beklemekteydi. Yolun yarısında Emrah Sınmaz artık yılların vermiş olduğu yorgunluk, stres, ileri yaş ile çöküp kalmıştı. Gerçi yol herkes için oldukça zorlu geçmişti. Saat 18:45-19:00 arası sonunda araçlarımızın başına gelmiş bulunduk. (Moderatörün notu: Emrah Sınmaz çöküp kalmadı. Parkuru en sonda bitirdi… Yılların yorgunluğu, stres, ileri yaş… O ne lan? Sanki selası okunmuş. Canlı cenaze… Acıdım adama.) 


Faaliyetin güzel kısmı şimdi başlıyordu. Gönen dağ ılıcasına doğru yola çıktık. Gönen’de bize faaliyet boyunca eşlik eden Mete Dinç komutanımız ve Ümit Selvi hanımla yollarımızı ayırdık. Kaplıcalara vardığımızda saat 20.00 dı. Talha kendini feda edip “Yenal’la ben kalayım bak çok acayip horlar o…” diyerek beni uyarsa da “ne olacak ben uyurum” diyerek ret ettim.  Akşam yemeklerimizi yedikten sonra kendimizi kaplıcanın sularına bıraktık. Sıcak su inanılmaz güzel ve havuz üstü açık harika bir kaplıca... Başkanımız Murat Soğucak kendini feda edip Defne ve Deniz’le ben kalırım diyerek havuza gelmemişti. Otuz erkek içinde eksikliğini de hissetmedik. Kaplıca keyfinden sonra odalarımıza geçmiştik. Odadaki ısıtıcı arızalıydı. Neyse ki Talha Bıyık elektronik alanında uzmandı. Yardımımıza koşup ısıtıcaya müdale etmiş fakat çabaları başarısız olmuştu. 

Dünya kupası maçlarına bir göz atıp erkenden uykuya geçtim. Gece olacaklardan habersiz uyurken içerde pancar motoruna benzer bir sesle uyandım. Bu bölgede tarla vs gibi bir şey yoktu diye düşünürken sesin yanımdan yatan Yenal’dan geldiği ve horladığını unuttuğumu fark ettim. Tekrar yatmaya çalışıp bende ara ara çeşitli seslerle kendisine karşılık versem de başa çıkamayıp uykuya daldım.   


Sabah uyanıp gece boyunca kurumayan elbiselerimizi fön makinesinde kurutup kahvaltıya geçtik. Kahvaltıdan sonra, Trasnporter arkasında Talha Bıyığın havalı kamp ocağında kahvelerimizi içip yola çıktık. Emrah Sınmaz’ın dini sohbetleri ve Bektaşilik hakkında bilgilendirmesiyle Görükle’ye varıp Faaliyeti noktaladık.

Faaliyette bize rehberlik eden Mete Dinç komutanımıza Ve Ümit Selvi’ye Teşekkürlerimizi iletiyoruz.
(Koynumuzda yılan besliyoruz. Bisküvi müptelası, tembel teneke… Ne zor şartlarda mağaracılık yaptığımızı görün. Moderatör: Emrah Sınmaz 😊)

Katılımcılar; Emrah Sınmaz, Hüseyin Soylar, Murat Soğucak ve Deniz Soğucak, Yenal Yazıcıoğlu, Talha Bıyık ve Defne Bıyık, Mete Dinç ve Ümit Selvi

Hüseyin Soylar
Oylandı
+1
1
Yorumlar
Yorum Ekle
Bilgilendirme
Yorum Ekleyebilmeniz için Sitemize Kayıt Olmanız Gerekmektedir.
YORUMLANAN
nureddin91
nureddin91
Merhaba, Fotoğraf galerisindeki fotoğraflar açılmıyor.
mangit
mangit
Kıymetli Hocam; Yıllar önce Kütahya-Emet ilçesinde
Tamer
Tamer
Tebikler ....
mtnylnz
mtnylnz
Ayva ini mağarasında fazlasıyla yarasa var.
Tamer
Tamer
bende düşünüyordum güzel bir dövme yaptırmayı... iyi denk
Tamer
Tamer
elimize sağlık :)
ETKİNLİK TAKVİMİ
«    Mart 2024    »
PtSaÇaPrCuCtPz
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031