KÜTAHYA MAĞARALARI ARAŞTIRMA GEZİSİ 30 Eylül - 1 Ekim 2017
21 eylül günü, Kütahya Gülümser Hatun Termal Otel’den arayan Mete Bey’in Kütahya’daki mağaralarla ilgili istihbaratını değerlendirmek üzere arayı soğutmadan Kütahya’ya bir faaliyet düzenledik. 30 Eylül 2017 tarihinde sabah saat 07.00 da Fatma Bayram, İsmet Ceyhun Yıldırım, ve Attila Ülgen’den oluşan ekibimizle yola çıktık.
Yoldaki molalar ve bazı gecikmeler yüzünden buluşma noktası olan Gülümser Hatun Termal Otele varmamız saat 10.00’u buldu. Bizi kapıda karşılayan İsmail Yavaş’ın yakın ilgisi ve yardımlarına rağmen kahvaltı ve çay muhabbeti yüzünden tekrar mağaralara doğru hareket etmemiz saat 11.00’ı buldu. İsmail Yavaş ve Fatih Eğri rehberliğinde, Hakkı Doğruer ve Recep Türk ile buluşarak mağaraya ulaştığımızda saat 12.00 olmuştu.
Kütahya Merkeze bağlı, Aydoğdu mahallesinde Kunduk viran mevkiinde ulaştığımız mağara, dağdaki büyük bir kireçtaşı kitlesinin ana kayadan ayrılması sonucu oluşmuş bir çatlak şeklinde karşımıza çıktı. Çatlak boyunca ilerleyerek yaptığımız incelemede pek çok yerde çatlamanın ardından döküntülerle kapanmış girişlerle karşılaştık. Ancak bizim girmemize izin veren tek bir giriş bulabildik. Mevkinin adı Kundukviran mevkii olarak geçtiğinden mağarayı bu isimle haritaladık.
Kayalar arasında uzanan yaklaşık üç metre uzunluğunda 50 cm genişliğindeki çatlaktan 6 m kadar indikten sonra 4 m uzunluk ve 1 m genişliğindeki odacık yine iki kaya bloğunun arasındaki çatlak şeklinde kendini gösterdi. Bir kenarda dar bir kuyu şeklinde indiğimiz ikinci iniş 5 m derinliğinde. Sonrasında yine iki kaya bloğu arasında kalmış 45 derece eğimli 4,5 m lik bir bölümün ortasında daralarak inen 3,5 m derinliğinde bir kuyu daha var. Ancak kaya yapısı kırılmaya çok uygun olduğu için zemin tavandan kopan parçalarla dolu.
Kundukviran mağarasındaki ölçümlerimizi yaptıktan sonra ev sahipliğimizi yapan rehberlerimizin hazırlattığı Urfa kebabı dürümlerimizi yiyerek sonraki mağaramıza doğru yola çıktık. Saat 15.00 te ulaştığımız Kundukviran kuyusu mağaradan çok defineciler tarafından hemen yanındaki Tümülüsü andıran doğal tepeciğe alttan girmek için kazılmış insan yapısı kuyuya benziyor. Ya da başlangıçta doğal bir kuyu niteliğinde olsa da şimdi defineciler tarafından kazılarak genişletilip uzatılmış olduğu kuyunun yanında mağaradan çıkarıldığı anlaşılan kum yığınından anlaşılıyor. Kuyu 75 cm çapında 4 m indikten sonra 2m güney yönünde 45 derecelik eğimle yukarı doğru ilerleyerek yaklaşık 1 m çapında bir odacığa ulaşıyor. Tamamen kum gibi bir yapısı olan kolay kazılabilen duvarlar aynı zamanda göçük tehlikesi olduğunu da gösteriyor. Hakkı Doğruer ve Recep Türk’e yardımları için teşekkür ederek oradan ayrıldık.
Faaliyetimizin bir sonraki durağı Kütahya kalesinin altında olduğu iddia edilen mağaralar olmasına rağmen bizi bu mağaralara götürecek olan yetkilinin şehir dışında olduğunu üzülerek öğrendik. Girişler güvenlik nedeniyle kapalı olduğundan girmemiz mümkün olmadı. Kısa bir Kütahya kalesi gezisinden sonra bize rehberlik eden İsmail Yavaş ve Fatih Eğriden de vedalaşarak ayrıldık. Ekip halinde Kütahya Arkeoloji müzesi, jeoloji müzesi ve antikacılar sokağını gezerek zaman geçirdik. Günün en ilginç olaylarından biri de antikacının birinde İsmet’in nesli tükenmekte olan bir leopar kuyruğu bulmasıydı.
Bizi ağırlayan Gülümser Hatun Termal Otele döndüğümüzde saat 19.00’a geliyor ve hava kararmaya başlıyordu. Mağaracılık faaliyetlerimizde pek alışkın olmadığımız bir konforda termal otelde konaklamamız da keyifliydi gerçekten. Ev sahiplerimize tekrar teşekkür ederiz.
1 Ekim sabahı hava muhalefeti dolayısıyla mağaraya girip giremeyeceğimiz konusundaki kararsızlığımıza rağmen İsmet’in ısrarı ile …….’den gelen andık mağarası istihbaratını değerlendirmek üzere erkenden yola çıktık. Saat 11,00’den sonra daha yoğun bir yağış beklendiği bilgisiyle mağaraya erkenden girmeyi amaçlamıştık. Ancak beklenen yoğun sağanak yağmura yolda yakalanınca mağaraya girebilme konusundaki umutlarımız suya düştü. Bizde yolumuzun üstündeki Çavdarhisar’da Aizonai Antik kentini gezmeye karar verdik.
Saat 12’ye doğru ……..’ye ulaştığımızda yağmur dinmişti. Fakat mağaraya giden yolların eğimli ve çamurlu olması nedeniyle traktörlerin bile gidemeyeceğini öğrendik. Yine de ……..’de biri andık ini, diğeri büyük mağara olarak adlandırılan iki mağaranın varlığı teyit edilmiş oldu.
Dönüşte Simav Harmacık Bursa yolunu tercih ederek Büyükorhan’da İsmetin kulübesinde çay molası da verdik.
Attila Ülgen