26 Ekim 2008 Bayındır Mağarası Araştırma
Saat 8.30 gibi Emrah Sınmaz'ın evinin önünde buluştuk. Başkanımız Attila Ülgen boğazında bir adet ameliyat yarası olduğu için faaliyete katılmama kararı aldı. Ekip dört kişiydi. Tek arabayla gidecektik. İstihbarat Kamil Acaroğlu isminde bir arkadaştan gelmişti. Kendisi Büyükorhan'da ikamet ediyordu. Yola çıktık. Yaklaşık birbuçuk saat süren bir yolculuktan sonra Büyükorhan ilçesine ulaştık. Ben daha büyük bir yer bekliyordum açıkçası, sonuçta ilçe ünvanını almış bir yerdi ama daha çok küçük bir kasabaya ya da biraz gelişmiş bir köye benziyordu. Kamil arkadaşla buluşup kahvede çay içmeye ve biraz sohbet etmeye başladık. Jandarmanın da bizimle geleceğini öğrendik. Masamıza oturan, bizi selamlayan yörenin insanları mağarayla az çok ilgiliydiler. Yakın zamanda yörede hristiyanlık tarihinin en eski kilisesinin kazıyla keşfedildiğini söylediler bize. Mağaranın da bu olaylarla bağlantısını arayan insanlar da vardı. Jandarma kuvvetleri de geldikten sonra mağaraya doğru yola koyulduk. Meraklı bir kaç Büyükorhanlı da bize katıldı.
Mağaramız Bayındır köyündeydi. Arabayla kısa bir yolculuk daha sonra yürüme ile mağaraya ulaştık. Jandarma eskortuyla ve meraklı yöre insanıyla hayli ilginç bir faaliyet başlamıştı. Yolda jandarmaya deprem haberi gelmişti ancak meraklı yöre insanı, "bir şey olmaz" diyerek bize kendimizi yabancı gibi hissettirmemeyi bir kere daha başarmıştı. Mağara ağzında yapılan hazırlıktan sonra hepimiz mağaraya girmeye hazırdık. Jandarma da mağaranın ağzında bizi bekleyip güvenliğimizi sağlayacaktı. Cümbür cemaat dokuz kişi mağaraya girdik. Ekibin bir kısımı daha önce de mağaraya girmiş ancak bir noktadan sonra geri dönmüşler.
Mağaranın tavan yüksekliği fazla ve ana galerisi genişti. Oluşum ve mağara ekosistemi yönünden zengindi. Pek çok sarkıt, dikit, yara ve guana tepeciklerine rastladık. Ancak yöre insanının ve Kamil'in dayısı Ali Husten'in beklediği gibi mağara çok gitmiyordu. Bir iki yerde kemiklere rastladık. Küçük bir hayvana aittiler tahminlerimize göre. Kimi yerlerde ana galerinin üstünden bazı kollar gidiyordu. Ancak çoğu zaman ana kol ile birleşiyor, birleşip birleşmediğine emin olamadıklarımız ise insan geçişine müsade etmiyordu. Girişte bir yerde MTA yazdığını söyledi Cem Abi, böylece haritalama konusunda kararsız kaldık. Tay projesinde ve MTA nın listesinde böyle bir mağara geçmemesine rağmen tam olarak araştırıp ona göre haritalamaya karar verdik. Ali Bey biraz hüsrana uğramıştı. Daha büyük bir yer bekliyordu. Bizim için durum o kadar da kötü değildi. Kollarıyla beraber 350 mt civarında bir mağara olduğunu tahmin ediyoruz. Oluşum açısından oldukça zengin ve ulaşım açısından da sorunsuz bir yerdeydi.
İlçe merkezine döndükten sonra sağolsun Kamil ve arakdaşları karnımızı doyurdular. Kahveci Mustafa Çalı da lezzetli çaylarıyla günümüze keyif kattı. Kendisi de mağaraya giren ekipteydi. Çok güzel bir faaliyetti. Evimize dönerken, karşılaştığımız sıcak muamele ve bir mağarayı daha görmüş olmanın verdiği mutluluk hepimizin uykulu gözlerinden okunuyor gibiydi.
Katılanlar: Cem Ersoy, Emrah Sınmaz, Kasım Altay, Mustafa Caner,
Yöreden: Kamil Acaroğlu, Ali Husten, Mustafa Çalı, Aydın Kurmuş, Emir Dikmen
Mustafa CANER