Yıl, geçen yüzyılın son yılı. Yine günlerden bir gün veya günler, Sivas’ta dolaşıyorum boş boş… Mecbur kalıp, Ankara’ya en yakın yer diye Sivas’a tayin olduğum o günler. Askerden de yeni dönmüşüm... Yaz aylarında ya faaliyet olmuyor ya da faaliyet başladıktan sonra benim haberim oluyor. Tamam, hayat bir şekilde akıyor, ama mağaracılık adına hiçbir şey yapamamaktan…
Yıllar sonra, bayram tatilinde Sivas’tayım. Dört yıl önce, dostum Ebuzer Bekar ile girişine baktığım mağara yada mağaralara faaliyet yapmak için güzel bir fırsat. İçinden küçük bir derenin geçtiği, giriş, sonrasında çöküntü alanı ile yüzeye açılan, daha sonra dikey birkaç inişle, alt seviyeden çıkışı olan bir mağarayı araştıracağımız düşüncesindeyim. On dört ekim pazartesi sabahı, saat…

