KEMALPAŞA MAĞARALARI 22 Ekim 2017
22 Ekim günü daha önce gidip 8 mağarayı fotoğrafladığımız, Kurşunlu köyüne gitmeye karar verdik. Önceki ziyaretlerimizde sözü edilen, ancak bir türlü tam yerini bilen ve bize rehberlik edecek birini bulamadığımız Asar mevkiindeki Asar Mağarasına ulaşmayı denemeye karar verdik.
Burak Atılgan, Mehmet Emin Demir, Şaban Bayırlı, Yenal Yazıcıoğlu, Alim Ölmez, Attila Ülgen den oluşan ekiple 9.30 da yola çıkarak, Deveci konağında yanımızda getirdiğimiz simitlerle kahvaltımızı yaptık.
Kurşunlu köyüne vardığımızda yol tarifi alarak kabaca yerini bildiğimiz mağarayı aramak üzere Asar mevkiine doğru yola çıktık. Aslen Kurşunlu Köylü olan Şaban Bayırlı’nın varlığı bize sonsuz cesaret ve moral kaynağı oldu.
Bölgeye ulaşmak için ilerlediğimiz köy yollarında GPS ten kontrol ettiğimizde hedeften uzaklaştığımızı her anladığımızda köyden birilerini arayan Şaban’ın aldığı tariflerle, mağaranın yakınında olduğumuza karar verdiğimiz uygun bir yerde araçlarımızı park ettik.
Mağaraya ulaşıncaya kadar, 10-15 telefon görüşmesi, bir o kadar da GPS konum belirleme ve gidilmesi gereken yol belirleme sohbeti yaptık. Yolda karılaştığımız birinin bizi yanlış yöne göndermesi ile daha önce geldiğimiz Sarımsaklı kaya mağarasına doğru gittiğimizi anlamamızdan sonra, sık çalılık ormandan yol bulmaya çalışmamız günümüzün en yorucu aktivitesiydi.
Önceden yaptığımız sohbetlerde, Asar tepe diye anılan tepenin yakınındaki zeytinliğin yanında olduğunu bildiğimiz mağara hakkında uydurulmuş çok hikaye vardı. Bölgede başka zeytinlik olmadığından, Google Earth’den bile görebildiğimiz zeytinliğe ulaşmamız zor oldu. Zeytinliğe ulaştıktan sonra, zeytinliğin etrafında mağara aramaya kimsenin gücü kalmamış gibiydi. Yanımızda getirdiğimiz suların bitmesi Alim Ölmezin kahve yapma isteğini imkansız hale getirdi.
Şaban’ın mağaranın, zeytinliğin neresinde olduğu konusunda yaptığı son telefon görüşmesinde öğrendiğimiz ipuçlarından yola çıkarak, sık bir çalılık alanda, aramaya başladıktan kısa bir süre sonra mağarayı bulduk. Yaklaşık 35 mt derinlik ve kolları ile birlikte en az 73 metre uzunluk ölçtüğümüz mağara 1.5 -2 mt genişliğinde büyük bir kaya çatlağı olarak ilerliyor. Dikey olmasına rağmen SRT kullanmayı gerektiren bir iniş yok. 25-30 kadar yarasa gözlemlediğimiz mağarada kalın guano birikinti yığınlarına rastladık.
Bize mağara hakkında anlatılanlara göre Asar mevkii adını bölgedeki var olduğu düşünülen kaleden almaktaydı. Söz konusu mağaranın da bu kalenin dehlizleri olduğu rivayetleri anlatılıyordu. Ancak yaptığımız incelemede bölgede insan yapısı herhangi bir kalıntı saptanmadı. Mağaranın içinde de arkeolojik bir bulgu yoktu. Doğal mağara oluşumları gözlendi. Hakkında bu kadar çok hikaye üretilmesine rağmen, mağara içinde defineci kazısı niteliğinde bir şey de göremedik. Gerçi döküntü kayalarla kaplı zeminde herhangi bir kazı yapmak ta mümkün değil zaten. En fazla taşların yeri değiştirilebilir.
Mağaradan çıktıktan sonra, dönüş yolculuğumuz bayır yukarı olmasına rağmen traktör yolunu takip etmemiz dolayısıyla daha kolay oldu. Mustafakemalpaşa mağaraları ile ilgili yaptığımız çalışmada 64 mağara arasında, mağaraya ulaşmak konusunda en yorucu aktiviteyi yaşadığımızı söyleyebilirim. Kitabın kapak fotoğrafını da burada çekmek keyifli oldu.
Attila Ülgen